16.12.09

dilemma


düşünüyorum imkansızın kanatlarıyla uçarken, bir zamanda...

2.12.09

bir ileri iki geri

yine düşüyorsun. birkaç saatte bir değişen bu anlamsız ruh halin canını acıtacak, biliyorsun. imkansızdan bile imkansızını görüyor gözlerin. kafanı çevirip etrafına dikkatlice baktığında bile daha iyisini bulamadığın için evet, ama bahane olamaz hislerine. ilk kez hissettiklerinin hesabını vermek zorunda kalacaksın hayatında. git gide, her defasında daha derine batıyorsun. hayatına sokmak istediğin her yeni insan ayrı ayrı daha da zorlaşıyor. gerçekte olmayacak bir ilişki mi arıyorsun yoksa denenmiş olanın garantisiyle mi ilerlemek istiyorsun? bu kadar dibe inişin başka ne açıklaması olabilir ki?

kendini kandırıp, oyalamak için çok güzel bir fırsatın oldu; onu da bir merak sonucu yitirdin. bunun tersi de arkadaşlığına yazık etmek olurdu zaten. yeniden geriye döndün. olmazın olmazına, zorun daha zoruna... bu kadar mı muhtaçsın güvene, sahip olunmaya?

aklımın iplerini saldım


Önce yaşamak, sonra beklemekti zor olan. Derken geçti hepsi. Ardından çok net cevaplar geldi, güzeldi de. Daracık zamanlarda hayalini kurduklarım değildi duyduklarım ancak beklediğim tufan da geçmedi içimden. Ne başımın üstünde yıldırımlar, ne midemde yumruklar. O zaman anladım işte. 'Aşk' dedikleri şey değildi bu. Yalnızca özlemdi. Kendime, duyduğum özlemdi. Yıllar öncesinden aynadan hatırladığım mutlu yüzü yeniden görme hasretiyle saçmalamaktan öte değildi olan biten zaten. Çok isabetli bir karar alındı ve gördüm ki hiç de fena değil uygulaması. Bu yüzden kafam rahat. Oyun, gizem, plan yok. Adımın anlamını taşımıyorsa, yorulmaya da hacet yok fikrimce.

kimbilir sen
benim halimde
sakinliğimde ne buldun?
bense yorgundum
kendi kendime sokuldum
uyuyakaldım
aklımın iplerini saldım