15.5.09


“Gece yıldızlara bakarsın. Benim ülkem o kadar küçük ki nerede olduğunu göremezsin bakınca. Ama böylesi daha iyi. Yıldızım, herhangi bir yıldız olacak senin için. Böylece bütün yıldızları gözlemeyi seveceksin. Hepsi dostun olacak...herkesin bir dostu var ama kimseninki birbirine benzemiyor. Yolcular için pusula, kimileri için ufak tefek bir ışık, bilginler için çözülmesi gereken sorundur yıldızlar. Sözünü ettiğim iş adamına göre ise altından başka bir şey değildir. Gel gelelim bütün yıldızlar suskundur. Yalnız sen , herkesten ayrı bir göreceksin onları... Onlardan birinde ben oturuyorum; ben gülüyorum diye geceleri gökyüzüne baktığında sana bütün yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek. Gülmeyi bilen yıldızların olacak senin... Bir gün üzüntün geçince (çünkü zamanla geçmeyecek üzüntü yoktur) beni tanımış olduğuna sevineceksin. Hep dostum olarak kalacaksın. Gülmek isteyeceksin benimle birlikte. Koşup pencereyi açacaksın. Gökyüzüne gülerek baktığını gören dostların şaşacaklar. Onlara diyeceksin ki, “Evet, ne olmuş, yıldızlara bakarken gülerim ben!” Seni deli sanacaklar başına çorap öreceğim bir güzel!


...Ölmüş görüneceğim ama bu doğru olmayacak...Bırakılmış eski bir deniz kabuğu gibi olacak kalıbım. Eski deniz kabuklarına acınmaz ki.”


Küçük Prens