4.9.08

ses-sizlik

bir yerlerde sesim duyuluyor olmalı yoksa deli çıkacağım . . .

artık buraların ne tadı tuzu var ne benim ne de herhangi birinin. bir sona daha yaklaştığımı hissediyorum. ama bu kez 'son' bir başlangıcı değil, sürüncebede kalmış bir monotonluğu taşıyor ileriye omuzlarımızda. soluduğumuz duman, hava değil. bir buhran çöreklendi tepemize. boğazımızda elleri. dudaklarımdan dökülen 'bunlar da geçecek', ne kalbim inanıyor ne de aklım -kaldıysa bir parça.

güneş beni bu kadar uzun zaman üşütmemişti hiç.. bu da geçecek (mi)?