28.11.14

insanın omzunda ağlayacak bir babası olmalı hayatta.


11.10.14

güzel bir hikaye yaz diyorlar bana. yaz ve inan; inan ki olsun... kendini kandırmaktan farkı ne bunun?

26.9.14

niyet

ne kadar kızsa, kırılsa da insan; sevdiğini yerip sövmez, kalbini kırmaz ki. varsa bir kitabı eğer; bunun aksine sevgi denilemez ki.

sanma ki niyetim iyiden uzaklaştı sana karşı. her şeyin en güzeli en temizi senin olsun; gerçekten bak. hakettiğine sonuna kadar inandığım o mutluluk peşini hiç bırakmasın. zaten ben gülmenin bu kadar yakıştığı bir başka adam görmedim ki hiç...

o konuya gelince...
ben zaten görünmezim, başka bir şeye de gerek yok.
Bugüne kadar duyduğum belki de en iyi dizi monoloğu... 

Hayatımda tanıdığım en korkak adamsın. 
Herkese meydan okuyorsun ama kendi duygularından korkuyorsun. 
Geçmişe saplanıp kalmışsın. 
En büyük felaketler senin başına gelmiş değil mi? 
En büyük acıları sen çekmişsin, ben hiç bir bok bilmiyorum ki. 
Acı nedir bilmem, yalnızlık nedir bilmem. 
Dünyanın ekseni kaydı... 12 cm yerinden oynadı sen bana 1 cm bile yaklaşmadın! 
Saplantılısın…

15.9.14

oldu sonunda

belki ben iyiliğe, sevmeye ve sevilmeye inanan aptalın tekiyim; bu durumda sen de herkes gibisin demektir.

inanmamı istediğin bu muydu, şimdi mutlu musun?

14.9.14

geceden kalan notlar - I

Biliyorum pek çoğunuz seviyorsunuz sararıp solan, kızıla dönen yaprakların görüntüsünü ama bırakın yeşil ve yerlerinde kalsınlar. Her biri gözyaşı gibi dökülüyor...

12.9.14

cevabını bildiğin sorular

Çaresiz bir özlemden daha çok ne yorar insanı?

19.8.14

Her Neyse

Biraz gevşetebilsem göğüs kafesimi
Dokunup durdurabilsem attığın yeri
Boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
Dakka başı bir of içimden hiç eksik olmuyor
Boş düşünce balonu başımın tam üstünde
Bir şey yazmaz oldu senden sonra içimde
Boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor
Koşmak istesem de sana
Hayat beni geri çekiyor

Her neyse işte, özledim seni
O kadar.

Bir şiir olamadım
Kafiyene uyamadım
Sen kaçtın ben kelime bulup seni tutamadım

Böylesi hayat, nereye kadar?...



17.8.14

Rüya II

dudaklarında bir şey vardı
sakinliğe sürükleyen heyecanlı ruhumu
ve tüm korkularımı silip atan
kalbinin atışında uyumak en güzeliydi rüyaların
ne de hızlı çarpardı, gidecek çok yolu varmışçasına
seni uyurken izlediğim uzun ve sessiz saatler
sana özgürce dokunabildiğim son anlardı
uyanınca anladım.

üşüyorum, sarılır mısın?

Forget

Unutmak; eski bir şehirsek mesela, etrafımıza çektiğimiz surlardır. Tamamlaması zaman alır ancak korur bizi. Ta ki bir başkası gelip o surlarda yeni delikler açana dek.

Rüya

Bu sabah yalnızca gördüklerim değil, okuduklarım da rüya.

"iyi, ara gel, üstüne rahat bir şeyler giy ama, sevişebiliriz :)"

Birkaç kez okudum bu mesajı, hatta şu anda kim olduğunu hatırlayamadığım bir arkadaşa da okuttum "inanamıyorum, gerçek mi bu?!" diyerek.

Sonrasında hatırladığım internette trafik durumunu gösteren haritalara baktığım. Koskoca şehirde yalnızca sana çıkan yollar kıpkırmızıydı. O esnada farkettim galiba ve "kahretsin! rüya bu!" dediğimi hatırlıyorum sessizce kendi kendime. Aksine inanmak için tekrar açtım mesajı, oradaydı, okudum tekrar tekrar.

Yüzüme vuran güneşten sırılsıklam olmuş yastığımı hissettim ardından, gözümü açtığım karanlık dünyamda.




10.8.14

N'olur devamı gelmesin...

1.
Seni özlediğimi düşündükçe, gücünü yitirmiş bir derebeyi gibi yalnız hissediyorum kendimi. Sessizleşiyorum. Oysa konuşmayı nasıl da sevdiğimi bilirsinGece, en güzel uyku şarkılarını söylerken bile, susamazdım. Bilsen biraz sese nasıl da ihtiyacım var. Sadece biraz ses.Taşıyamıyorum bu yalnızlığı, oysa nasıl da çoğul yaşıyordum seninle her şeyi. Şimdi çıkıp gelsen, işte buradayım, desen. Kendimi iyi hissetmem için sadece gülümsemen bile yeter. Yalnız ruhların kalıplarına sıkışmış sözler yazmak istemiyorum. Yedi cehennem, sekiz cennet olduğunu biliyorumBu yüzden, sırf bu yüzden seni bekliyorum.Yoruldum artık. Sözlerimi ayıklayıp, onlarla çoğalmak istiyorum. Gel artık, yalnızlığı sevmiyorum.
böyle 15-20 dakikalık uykularla geçirdiğim, yalnız kalamadığım geceler... gözümü kapadığımda gördüğüm; farklı sahneler ama aslında hepsi aynı şeyi anlatıyor, tekrar tekrar. anlatabiliyorum bu kez...
vicdanımın eserisiniz değil mi? uyuyabilmek için affedilmeyi mi bekliyorum...? o da kabulüm... o gün gelsin yeter ki, uyku nedir ki...

hep söylerdim; bildiğim kadarıyla kimsenin kalbini kırmadım diye... bunda da ilk olmak zorunda mıydın...

6.8.14

kind of apologize

Sebeplerimi anlayabilirsin ama
                 sonuçlarına elbette katlanmak zorunda değilsin...

3.8.14

Cinema Paradiso (Se)

Cinema Paradiso (Se)

Se tu fossi nei miei occhi per un giorno
vedresti la bellezza che piena d'allegria
io trovo dentro gli occhi tuoi
e ignoro se è magia o lealtà.
Se tu fossi nel mio cuore per un giorno
potreste avere un'idea
di ciò che sento io
quando mi abbracci forte a te
e petto a petto, noi
respiriamo insieme
Protagonista del tuo amor
non so se sia magia o lealtà
Se tu fossi nella mia anima un giorno
sapresti cosa sento in me
che m'innamorai
da quell'istante insieme a te
E ciò che provo è
Solamente amore.

Cinema Paradise (If)
If you were in my eyes for one day
you would see the beauty that full of happiness
I find in your eyes
and I ignore if it's magic or loyalty
If you were in my heart for one day
you might have an idea
of what I feel
when you squeeze me tight on you
and chest to chest, we
breath together
Protagonist of your love
I don't know if its magic or loyalty
If you were in my soul one day
you would know what I feel in me
that I'm enamoured
over those instants together with you
and what I feel is
solely love

2.8.14

unpublished

yazıp da yayınlayamadıklarımız var ya, en çok da onları seviyorum. daha içten ve gerçek. etrafında dolaşmadan, dosdoğru, dimdik...

evet bu.

Şaşıfelek Çıkmazı, Yeditepe İstanbul, Nasıl Evde Kaldım ve Sıdıka'yı geri istiyorum.

31.7.14

you're not welcome

kendi evinde, uzun zaman önce gelmiş ve bir türlü gönderilemeyen misafir gibi hissetmek de var.

30.7.14

domande

Farklı şeyler özleyen iki kişi sevebilir mi birbirini? Sevdikleri asgari müşterek birbirleri oldukça özlemleri uzaklaşır ya da ortaklaşır mı? Bu yüzden mi demiş şair sevmek çiftleşmek değil tekleşmektir diye?...


ki ben yalnızca kahvemi soğuttuğun için sevebilirdim seni...

Saç-malama

Hepimiz zaman zaman daha yoğun olarak sorgularız hayatı(mızı). Ben de böyle bir dönemden geçiyorum.

Eğitim, gelişim, başarılar, başarısızlıklar, sevgiler, nefretler, peşinde koştuğumuz dolu/boş hikayeler. 

İşte bu noktada, alınmak istenen kararlar ve faaliyet planlarının çoğu kez yüksek riskler taşıdığına inanıyorum. Çünkü 'başka bir ben'in aslında gerçek dışı olacağını ve çoğu zaman o başka kendimizden sıkılıp kendisini yarı yolda bırakacağımızı ve sonucun bir başarısızlık ya da eksik kalmışlık olarak bize geri döneceğini düşünemiyoruz. 

Önce sakin sonra da kendimiz olmak gerek. 

Biz değil miydik, Mayıs 2013'ten bugüne kadar "bizim biz olmamıza izin verin" diye yüzlerce kez bağıran, her türlü paylaşım mecrasında atıp tutan. Şimdi "ama görseler duysalar ne derler" demenin anlamı ne? 

İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü.

27.7.14

En çok da yazmak istediğimde düğüm olur kelimeler boğazımda.

25.7.14

ZZ'ye

ne kadar geç tanışmışız seninle. zararın neresinden dönsek kâr ama, seninle konuşmayı özlüyorum ben. bir şeyler öğrendiği çok arkadaşı olmuyor insanın hayatında. 


yağmur

Gönderilmemiş mektuplarım var. Pek çoğu zaman aşımına uğrayan.

Bu akşam tüm mektupları saklandıkları deliklerden çıkartıp teker teker yakmak istedim; artık hatırlayamadıklarımı bile. Hatırlayamadığım anılarımın bile silinip yok olmasını istedim çünkü öyle bir mucizeye şahit oldum ki ve o mucizeye bakarken öyle bir hayali yaşadım ki birkaç saniyeliğine; öylesine gerçek...


14.7.14

Could I have it forever?

Hatırlamanın zor, unutmanın mucize olduğuna inanıyoruz ya... Halbuki ne kadar zor hayatın boyunca unutmak istemeyeceğin anıları ilk anki tazeliğiyle saklayamamak...




7.7.14

Başkalaşma

Oyunbozan bir akşamın altında,
Elinde bir yoyo gibi benliğin,
Senden damlara, damlardan geriye
- Tavuklar yem der, kediler ciğer -
Sana benzer bir şey dolaşır havada.

Bir kadeh tutuştururlar eline derken,
Allı dallı bir laf atılır ortaya:
Bir zilzurna sabahlığın içinden
Yeşil şanosunu sular bir kadın,
Sana benzer bir kanto söylenir karşıda.


Kurtulur dudaklarından düşersin er geç
Çamurlu pabuçları dibine.
Turplar kızarır, kıvırcık salatalardan,
Sana benzer bir şey sulanır bostanda.

Thou Gild'st The Even

yarayla alay eder yaralanmamış olan 
bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederden 
sen ondan çok daha parlaksın çünkü 
sen! tüm göklerin en güzel yıldızların ilki! 
sen! sen aydınlatırsın geceyi…


1.2.14

paradoks

Hayat dediğimiz rutin içinde bir eksantrikliktir aşk denilen. Ancak şu da var ki; kuraldışı oynayan, sonunda oyunun dışında kalmaya mahkumdur. 

İnsanoğlu yüzyıllardır sınırları kaldırmak, kuralları bozmak adına ne kadar başarısızsa, aşktan kaçmak da ancak o kadar mümkün kanımca. Hatta dosdoğru bir bakış açısıyla aşk; bir o kadar da özgürlük ihtiyacıdır, her ne kadar esaret olarak tanımlansa da çoğu kez.