31.3.11

Siyah Beyaz

30 yaşımı bitiriyorum. Kimine göre daha yeni 30 oluyorum. Ne farkederse...

Hayır hayır. Yaşımla ilgili takıntılarım hiç olmadı, bu saatten sonra da olmaz herhalde. Bahsetmek istediğim başka bir şey.

Geçmişe dönüp bakmak için pek çoklarına göre erken bir yaş. Yine de 'herkesin yaşadığı kendine' misali, çok fazla şey var hatırlamak istediğim ve istemediğim elbette. Peki ya şu kimsenin bilemeyeceği 'gelecek'... Bundan 10 ya da 20 yıl sonra nerede, kimlerle olacağım? Güzel günleri kiminle anacağım, gidenleri kimlerle birlikte yad edeceğim... İşte bunları merak ediyorum. 'Siyah Beyaz'daki gibi bir yarım şovalye masası hayal ediyorum. Her şeyiyle.



Bekliyorum.

28.3.11

Naci en Alamo

bilmiyorum daha önce söylemiş miydim ancak bu şarkı bir enteresan... sanki... öyle işte...

- 30 yaş şerefine -

26.3.11

gerçekleri görmek gerek değil mi?

24.3.11

zorunluluklar ve sorumluluklar. hangisi daha karmaşık? yoksa aynı şeyler mi? daha neler...

19.3.11

unusual way

In a very unusual way,
one time I needed you.
In a very unusual way,
you were my friend.

Maybe it lasted a day,
maybe it lasted an hour,
but somehow it will never end.

In a very unsual way,
I think I´m in love with you.
In a very unusual way,
I want to cry.

Something inside me goes weak,
something inside me surrenders,
and you´re the reason why,
you´re the reason why.

You don´t know what you do to me,
you don´t have a clue.
You can´t tell what it´s like to be me looking at you,
It scares me so that I can hardly speak.

In a very unusual way,
I owe what I am to you.
Tough at times
it appears I won´t stay,
I never go.
Special to me in my life,
since the first day I met your.
How could I ever forget you,
once you had touched my soul?
In a very unusual way,
you´ve made me whole


ne pembe takıntım vardır ne ayakkabı... ama bunları bulanın hele bir de alanın.... :)

İstemekle olmuyor. Kelimeleri bulup seçmek, okuyacakları düşünüp biraz da cesaret sahibi olmak gerekliyor.

12.3.11

Güneşli bir bahar günü, öğlen vaktiydi. Her nasılsa hiç unutmadım o günü, o anı. Az önceymiş gibi gözümün önündesin.

Tanıyana, tanışana kadar çok zaman geçmedi belki ama bu günümüze kadar seneler geçti aradan. Yıllar içinde benim 'kahramanım' da oldun Candan Erçetin'in söylediği gibi ansızın karşıma çıkarak, dostum da, arkadaşım da, hiçbir şeyim de... Başka birisinin her şeyi de. Seni düşünerek tükettiğim günlerim sayılı belki ama hiç aklıma gelmediğin günler saymakla bitmezdi. Şimdilerde ise nereden düştüyse aklıma yine sende buluyorum kendimi aradığımda, sık sık. Bir anlam yüklemeden anlamaya çalışıyorum kendimi. Sözlerinde satır arası arıyorum ki neden olsun aslında.

ve yine aslında... Bu yazının gittiği bir son yok. En azından henüz bilen yok...

3.3.11

Pardon...

Pardon bakar mısınız tanışmış mıydık?
Sevmiş miydim ben sizi hiç, sevişmiş miydik?
Pardon daha önce konuşmuş muyduk?
Yürüyüp çıkmazlarda yorulmuş muyduk?
Yüzünüz ne kadar da aşina
Avucumun içine alıp öpmüş olabilirim
Gözünüz öyle uzak bakmasa
Sizi tanıdığıma yemin ederim...

Pardon bakar mısınız adınız neydi sizin?
Baş harfini göğsüme yazmış olabilirim
Pardon daha önce neredeydiniz?
Geçtiğiniz yollara düşmüş olabilirim...