20.6.17

Baba

Yıllar geçip gider ve siz elinizde orijinali bile kalmamış, solmuş bir fotoğrafa tutunmaya çalışırsınız her ihtiyaç duyduğunuzda. Daha çok bir hayalete belki. Aslında hiç tanımıyordum, zaten ne yaşadık ki beraber, neyin anısı bu özleyip beklediğim diye sorarsınız kendinize. Cevap da bulamazsınız.

Yine de özlersiniz, babanız neticede, baba özlenmez mi hiç? Her başarınızda, her başarısızlığınızda, her darbede, tanıştığınız karşı cinste.. Hep düşünürsünüz. O ne der, ne düşünürdü? Yanınızda dağ gibi durup destek mi olurdu, sever miydi, kızar mıydı? Bütün aile bir arada olmak, babadan çekinmek nasıl şeyler, eşinizin dostunuzun evine gittikçe bunları düşünür, anlamaya çalışırsınız. Arkadaşlarınızın babalarıyla olan fotoğraflarında, sizi görmeye çalışırsınız birlikte. Hele ki bir kare bile fotoğrafınız yoksa birlikte. Can yakar biraz, isyan ettirir, neden? diye. Bunun da cevabı yoktur zaten.

Elini tuttuğunuz, saçlarıyla oynadığınız birkaç silik kare anıyla bir film yaratmaya çalışırsınız zihninizde, hep bir şeyler eksik kalır. En çok da sesi, kokusu, mimikleri, jestleri eksik kalır. Siz eksik kalırsınız sonunda. Çareyi erkek arkadaşlarda bulmak için hep güven ararsınız, vefa ararsınız, bazen ne varsa ortada hepsini karıştırır aşık oldum sanırsınız. Bok edersiniz sonunda, öyle dımdızlak kalırsınız ortada, yine O'nu ararsınız.