19.8.24

Cloud Number 9

Eminim senin de hayatında senin iyiliğini senden daha çok düşünen birileri olmuştur. Bu kişi bazen ailenden, bazen de sosyal çevrenden olmuştur ama illa ki olmuştur değil mi? İçinden de şöyle geçer; tabi ben aptalım, düşünemedim değil mi?? diye. Aklın, mantığın sana yetiyor hatta artıyor ve dağıtıyorsundur çünkü. Ben de böyle düşünüyorum genellikle. Özellikle de birisi benim iyiliğimi düşünerek istediğim bir şeyden vazgeçirmeye çalıştığı zaman. Kızıyorum da hatta karşımdakine söylemesem de. Sonra... Tek başıma kaldığım ve kimseye itiraf etmek istemediğim saatlerde ise kabulleniyorum onun haklılığını, tabi ki yine de kuyruğu dik gösteriyorum, bunu biliyorsun artık zaten. 

Bıraksa da düşsem diyorum, o kadar güzel ki bu fikir. Bir buluttan arkanı dönüp kendini öylece aşağıya bırakmak ve bir sonraki bulutun yumuşak kucağına varana kadar havada süzülmek. Kapat gözlerini şimdi bir düşün, muhteşem değil mi? Ben de biliyorum bir noktada düşmek için kollarımı açtığım son bulut olacak. Sonrasında kendimi bıraktığımda yere çakılacağım, bunun bir uçurumdan atlamaktan hiç bir farkı olmayacak. 

Önünde sonunda varacağımı bildiğim bu son sebebiyle, o çok sevdiğim düşüşlerden dahası uçuşlardan vazgeçmek zorunda mıyım? Bu kadar garantili mi yaşamalıyım hayatımı? Sabah uyanacağımı kim garantiliyor? Bu buluttan vazgeçersem başka bir bulut daha bulabileceğimi peki? Ben kendi an'ımın ve anılarımın peşindeyim. Anlatabilecek miyim bilmiyorum ama hatırlayacağım ve bu kez iyi ki kaçmamışım diyebilmek için yaşamak istiyorum. 

Beni düşündüğün için çok teşekkür ederim ama sen bir kez söylediğinde, ben onu günler önce düşünmüş oluyorum zaten. 

İyi ki varsın ama lütfen beni tutmak zorunda hissetme kendini. 

Metamorfoz

Sarı saçlar bende bir illüzyon gibiydi en naif haliyle. Bir deneyim, farklı hem de kendime en uzak halimde bile ben olabileceğimin ispatı için bir başkaldırıştı. Öyle sandığın gibi depresyon hilesi değildi yani! 43 yaşındayım, hiç öyle sıradan bir tavır ya da hal hatırlamıyorum kendimle ilgili. Hatırlıyorsan onu da sen yazarsın bir ara okur güleriz. 

Yaklaşık üç buçuk yıl süren sarışın hallerimi tasvir edecek olsam, gitgide daha yumuşak başlı, daha sakin, daha olgun diyebilirim. Hayır! Elbette bunun bir saç boyasına dayandırılacak tarafı yok. Boya kanıma nüfuz etmedi, şekle aldanma! Ancak aynadaki aksimle ne zaman göz göze gelsek, bir başkasına benzettik birbirimizi. Çokça gülüp eğlendik ama zaman zaman tanıyamadık. Sonuçta yeniden tanıştık ki başıma gelen en güzel şey buydu ömrüm boyunca. Zaten hayat da 40'ında başlıyor deniyordu o şarkıda, vallahi haklılar. Aslında nesin, kimsin, neyi kimi nasıl seversin ve hepsinden önemlisi sen bu hayatta ne istersin bu yeniden tanışma esnasında eline yazılı bir kitapçık vermişler gibi kristal netliğinde beliriyor zihninde. 20'lerinde ve 30'larında o çok iyi anladığını sandığın anılarını, çok sevdiğin biri adına utanır gibi izliyorsun. Yine de çok seviyorsun, orada değişen bir şey yok! 

Saçlarımı boyamak üzerine yazacağım hiç aklıma gelmezdi ama sarışının adı değişiyor sevgili okur. Öz'üne dönüyor, her anlamda. Büyük bir değişim kapıda, bunu en derinimde bir yerde, çok kuvvetli bir biçimde hissediyorum. Bu basit görünen birkaç saatlik kuaför işlemini, bu değişim için bir hazırlık gibi düşün zira gümbür gümbür geliyor. 

Değişen sadece bir saç rengi ya da ben olmayacağım; sen de değişeceksin. Öyle büyük bir değişim ki bu, dünya bile değişecek çünkü hayatımı da ben yazıyorum. Orada olduğunu düşünüyorsan, sen de sıkı tutun ve hazırlan. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Büyük değişimler genellikle önce içinden çıkılmaz bir kaos gibi görünse de, çoğu zaman eşi benzeri olmayan bir düzenle sonuçlanır. Yeter ki bu değişime ve dönüşüme ulaşacak güç ve zorluklarla baş edecek cesaretin olsun. Biraz da istek ve çabayla süslersen, altından kalkmak bir yana, bu yeni düzenin parlayan yıldızı olursun. 

Zorlu bir yola çıkarken yapman gereken gibi, yalnızca çok önemli şeyler al yanına. Kıymetli ama küçük bir çanta hazırla. İçine önce kendini sonra da yangında ilk kurtarılacakları koy. Sonra da hayatına devam et. O an geldiğinde çantanın yerini gözü kapalı bul. Bu yolculuğun tadını çıkartmayı da sakın unutma yoksa fırtına dinip de durgun sulara ulaştığında, artık bir adım daha atacak enerjiyi kendinde bulmakta çok zorlanırsın. 

Ne güzel anlatıyorum değil mi bilmiş bilmiş. Anlatırım tabi, çok tayfundan, depremden geçtim. Evet hepsi çok büyüktü çünkü bana aitlerdi. Hakkını verdiklerim ve veremediklerim oldu ancak geride elimde kalanlar şimdi o çantanın içinde, adeta şimal yıldızı gibi aydınlatıyor yolumu. Hala yıkılayazdığım günler oluyor. O zaman çantamı açıp pusulama bakıyorum. İçimi, kendimi gösteriyor ve biliyor musun asla şaşmıyor! 

Vira vira !