29.9.24

Ciddi Bir Şey Anlatıyorum

Bir dizide vardı. Kadın evlenmek üzere olduğu çok uzatmalı büyük aşkı olan müstakbel eşi tarafından düğün günü terk edildiğinde, yakın kadın arkadaşları tarafından sıcak bir beldeye tatile -aslında balayı oteli- götürülüyor ve neşesini yerine getirmek için türlü çeşitli şakalar yapılıyordu kendisine. Kadın zorla bir iki gülümsüyor ancak hepsi bu gülümsemelerin gerçek olmadığını biliyorlardı. Bu anlardan birinde "bir daha ne zaman gerçekten gülebileceğim" diye sordu kadın. 

Bunu hiçbir zaman unutmadım nedense. Gerçekten güldüğüm anlar az olmasa da her birini çok içselleştirmiş olmalıyım ki, her biri çok değerli benim için. Gülmem, gülerken kırışmam, gözlerimin yaşarması, yanaklarımın ve karnımın uyuşması... Her biri eşsiz güzellikte gülerken. Öyle TV'ye bakıp komik bir şeyler izleyip de gülmeye benzemiyor işler. Aynalar ise asla yalan söylemiyor. Yüzündeki çizgiler yer çekimi ile denk gidiyor gerçekten gülmüyorsa için.

Peki güldüren şey nedir esasen? Bir şeyi komik yapan birinin sarsaklığı mı mesela? Aptalca bir hareket olması mı? Yoksa anlatanın samimiyeti mi? Sevmediğin biri sana dünyanın en komik hikayelerini anlatsa gülebilir misin aynı içtenlikle? Bana çok ilginç gelmişti, gülemiyorum. Ön yargı bu mu acaba? Yani bu mal ne anlatıyor diye mi dinliyorum? Çok denedim, her şekilde tarafsız da kalmak için elimden geleni yaptım ancak olmuyor. Gülmek aşırı samimi bir eylemmiş. İçten gelmeyene, içten tepkiler verilmiyormuş, ez kaza boş bulunup bile gülünemiyormuş. Bunun üzerine de bir çok düşünen olarak eğildim elbette. 

Gülerken ne denli savunmasız olduğumuz sonucuna varabildim. Ağlarken mesela, zaten ya yalnızızdır ya da o kalın zırhlarımızı yalnızca sevip güvendiğimiz insanların yanında zar zor indirebiliyoruz. Çok kötü bir haber alsak, yanımızda kim olduğuna bakmaksızın ağlayabiliyoruz da. Gülmek ise bana göre bunun en az bir seviye üstünde. Öyle gözlerinizden yaşlar aka aka ay dur karnım ağrıdı diye diye güldüğümüz anlar en savunmasız anlarımız. Birlikte gülecek, gülerken dünyanın en çirkin hallerine girecek, ağzımızdan sular, gözlerimizden rimeller akacak hallere gireriz de, nasıl göründüğümüzü zerrece umursamayız. Çünkü bizi güldürecek kadar yakınımızdan asla bir kötülük beklemeyiz. O'dur, Onlar'dır işte, birlikte gözlerimizin kısılmaktan çizgi haline geldiği, ağzımızın yüzümüzün yamulduğu ve buna rağmen hep yanımızda olanlardır. Her şey toz pembedir gülerken, tehlike yok kabul eder zihnimiz ve devam eder gülmeye. Bu yüzdendir en iyi şakaları, en komik videoları ayırırız onlara. Herkese söylenmeyenlerdir anlatılanlar çünkü birlikte gülmek, çok başkaldırıcı ve özel bir deneyimdir. 

İş bu sebeple, çok güldük ağlayabiliriz denilebilir gerçekten. Zırh giymeden güldüğümüz o dakikalar boyunca, dışarıdan ve dahi içeriden gelecek her türlü tehlikeye açık haldeyizdir. Çünkü ummadığımız taşın baş yardığı kadar, kalp kırmışlığı da vardır. Güldürenin tam da on ikiden isabet eden bir ok ile bizi vurmuşluğu da...Artık hem yalnızca gülmeye, hem de yalnız gülmeye karar verdim. Yeni hayatımda aldığım bilmem kaç yüz karardan biri de bu. 

Muvaffakiyetler dilerim. 


Hiç yorum yok: